4 Şubat 2016 Perşembe

Tatlı Esinti


TATLI ESİNTİ
   
    Akşama doğru tatlı bir esinti çıktı. Perdeler dalgalandı deniz gibi. Tıpkı bizim gibi dalga dalga. Kafamız ara sıra sallanmıyor mu ? . Sevinçli, hüzünlü, kederli, kahkahalı. Olmuyor muyuz ?
    Küçük prensim kapı aralığından gülümsedi, tıpkı bir melek gibi. Beni de gülümsetti, tatlı bir tebessümle. Keşke bizde, hayat bize gülümsediğinde karşılık verebilsek. Olsun ya... Ben yine de gülümsemeyi başarıyorum her şeye rağmen. Bugün canım annem çorbası yaptım. Brokoli, havuç, patates ne ararsanız var içinde. Çorbalar afiyetle içildi. Ve birazda kitaplığıma göz attım. Uzun zamandır okumaya zaman bulamadığım kitaplarım...Barbara Freethy'nin; Melek Öpücüğü. Belki okumak istersiniz. Esen rüzgarla birlikte hayallerimiz, mutluluklarımız kıpır kıpır olsa, hep mutlu olsak ne olur sanki...
    Tolstoy'a "Nasıl mutlu oluyorsunuz ?" diye sormuşlar. Şu cevabı vermiş: "Sahip olduğum şeylere sevinerek, sahip olmadıklarımı hiç düşünmeyerek."
    Galiba mutluluğa giden yol sıkıntıları ve olumsuzlukları benimsemekten geçiyor. Hayat için "Böyle gelmiş böyle gider !" demeyelim. Bir şeyleri değiştirmeye çalışalım. Rüzgarın tatlı esintisi bizi hep mutluluk dolu anlara uçursun...        
FULİN