8 Şubat 2016 Pazartesi

Hayalperest




HAYALPEREST

    Okulda öğretmenlerimiz; hayallerinizin peşinde koşun derlerdi. Ortaokula başladığımda bunu çok düşünmüştüm. Hayallerimizin peşinden koşmak nasıl bir şeydi ? Daha önce ben koştum da, acaba hatırlayamıyor muydum ? Ama benim arkasından dolu dizgin koşacağım hayallerim yoktu. On - on bir yaşlarındayken kırmızı ayakkabılarımın olmasını çok istemiştim. Belki bu da bir hayaldi. Gökyüzündeki uçaklara uzun uzun bakardım. Uçağın içinde olmak nasıl bir şeydi acaba derdim. İşte bu da bir hayal olabilir. Fakat bunlar küçük bir kızın küçük hayalleri. Şimdi düşününce, insanların büyükten küçüğe doğru sıralanmış hayalleri olduğunu anlıyorum. Herkesin hayalinin boyutu, şekli, rengi, kısaca her şeyi farklı. Büyüyünce ne olacaksın diye sorduklarında, olmak istediğimiz mesleği söylerdik. Eğer olamamışsak büyüdüğümüz zaman şu cümleyi kullanırız: "Hayalimdeki meslek şuydu...şuydu" deriz. Hayaller sadece meslek hayallerinden mi ibaret. Yaşamın içindeki tüm yaşanmak istenen şeyler, aslında birer hayal değil midir ?...   
     Paramparça biçare hayat, armut'un sapından hallice. Fazla derinlere dalmadan sığ sularda yüzmek. Koşup bir şeylerin ucundan tutup sımsıkı sarılmak yerine kaçıyor muyuz ? Hayal kurmaya da üşeniyoruz bazen. Belli mi olur, belki bir gün hayallerimiz kapımızı çalar. Ben bir hayalperestim, öyle mi ?...


FULİN