2 Aralık 2016 Cuma

Kağıt Kesiği


KAĞIT KESİĞİ

İlgili resim





    İnsanı üzen aslında kendi kurduklarıdır. Bazı şeyler kağıt kesiği gibi acıtır canımızı. En başta kendi içimizden çıkabilsek keşke. Ruhumuzda hayat bulan hüznün hikayesi büyüdükçe, ne yapsak da kaçamayız. Sonbahardan kalma anılarla birlikte, umudumuzun yaprakları da kurur. Yaşamın içinde olsak, dokunabiliriz belki bir şeylere. Ve söylendiği gibi "Ruhun şarkı söylerse, hayat seni dansa kaldırır."   

FULİN    

19 Kasım 2016 Cumartesi

Bulutun Yağmurları Gibi


BULUTUN YAĞMURLARI GİBİ


      Sanki gece gibi ömrümüz, sessiz, uzun ve karanlık. Güneş doğarken uzak bir ülkenin dağlarında toplanır umutlarım, düşlerim. Sonbahar yağmurlarına kapılıp, sürgün yemiş anılarım. Uzakta parlayan bir yıldızla birlikte, anlamsız bir huzurla uyandım. Biraz roman, biraz kahraman gibi. Bir hikayenin en güzel yerinde bitmesi gibi.
Neşeli bir şehir gibi, bulutun yağmurları gibi...

FULİN  


11 Kasım 2016 Cuma

Gidesim Var Buralardan

GİDESİM VAR BURALARDANgitmekle ilgili görseller ile ilgili görsel sonucu


    O kadar yorgun ki şu zavallı yüreğim. Ağlayası var işte bugün... Her gün yeni bir gün diyerek başladığım, bugün yeni güzellikler olacak dediğim halde değişmeyen bir hayat işte. Sessizliğe bürünesim, en sessiz halimle hayatımı devam ettiresim var işte. Hani neşeli güler yüzlü ben var ya. İşte o ben yok artık burada. Bugün yüzümde hüzün var işte...   


16 Ekim 2016 Pazar

Yalnız Sokaklar


YALNIZ SOKAKLAR

nostaljik çocuklar yağlı boya tablolar ile ilgili görsel sonucu

       Aşka uzak bir şehrin umutsuz caddelerinde yürüyorum. Yağmur dolu bulutlar gibiyim. Nefesim rüzgar ve fırtına. Hayatımın zamansız tarafındayım. Sonsuza uçuşan yapraklar gibi. Mırıldandığım şarkılar bazen tebessüm, bazen gözyaşı. Bir şeylerin acısı, bir şeylerin anısı kenarda kalmış. Hafif adımlarla sayfalar dolusu acılarıma yürüyorum. Ve işte gidiyorum beni benden alıp bilmediğim uzaklara. 

FULİN


3 Ekim 2016 Pazartesi

Hayatta Güzel Şeyler Bedava



HAYATTA GÜZEL ŞEYLER BEDAVA




      Kim bilir... Belkide her masalın bir kahramanı vardır. Göremediğimiz, duyamadığımız. İçimizde yılları biriktiririz. Kalbimizde taşıdığımız her şey bizim dünyamızdır. Rüzgar tatlı eser bazen. Sonra sessiz şarkılar söyleriz, hiç söylenmemiş. Bazen dalarız. Olup bitenleri fark edemeden. Uçup gider her şey. Hayatın en karanlık anında bile, ışığı açmayı bilsek. Küçüklüğümüzden beri yaptığımız en güzel şeydir aslında, mutluluktan bir parça saklamak.İnsan bazen kendini ne tamamlayabiliyor, ne de anlayabiliyor. Hayata kocaman bir gülücük fırlatsak nolur. Sihirli sözlere de gerek yok. Yağmur, şiir, papatya bizi anlatsın yeter. Hayatta güzel şeyler bedava...

FULİN 


       

1 Ekim 2016 Cumartesi

Hayata Gülümsemeyi Unutma


HAYATA GÜLÜMSEMEYİ UNUTMA


hayata gülümsemek ile ilgili görseller ile ilgili görsel sonucu

      Zamanın önemi takvim yapraklarında değil, Bizim zamana kattıklarımızdadır. Onun ilaç olmasını bekleyemeyiz. Zira kendiliğinden akıp giden zamanın bize faydası olmaz.
      İnsan her zaman bilmediği şeyden korkar. Anlamadığı şey zor gelir. Yapacağı tek şey, emek verip öğrenmektir. Ama bazıları emek harcamayıp korkmayı tercih eder. 
      Ağzımızdan çıkanlara daima dikkat edelim. Çünkü bir sözü unutmak, bir yüzü unutmaktan çok daha uzun zaman alır.
      Her gün geleceğimizi hesapladığımız hayatımızda severek, yardımlaşarak, an'ı yaşayarak geçireceğimiz kaç günümüz kaldı.
      Dünü yada bugünü değil anı yaşamalıyız. Çünkü şimdi olacaksa bir şey yarına kalmaz. Yarına kalacaksa eğer bugün olmaz.
      Hayat bir aynadır. Biz ona gülümsersek, o da bize gülümser...   
  

24 Eylül 2016 Cumartesi

Yüreğim Sonbahar


YÜREĞİM SONBAHAR





      Bir filmin son karesini yaşar gibi... Mahalledeki arkadaşlar seslenir. Belki oyunlar oynanır, belki de dik bir yamaca koşulur. Gülüşlerimiz var, hayallerimiz, hayal kırıklıklarımız. İçinde yaşanmışlıklar var. Hayatın nefesi ile uyanabilmek. Hep bembeyaz kalabilmek. Umutlarımızın bir bulut içinde toplanıp üzerimize yağmasını dilemek. Unutulmuş, kaybedilmiş bir şeyler olmadan. Geçmiş yıllara geleceğin anlamını katarak. Hayatın üzüntüler için uzun, Mutluluklar için kısa olduğunu unutmadan. Yüreğimiz sonbahar hüznüne yakalanmadan...     


FULİN

8 Eylül 2016 Perşembe

DAMLA DAMLA


DAMLA DAMLA



      Hayata göz kırparak, boş bir sokakta kendimle yürüyorum. Öylesine boş, öylesine dolu. Hayatın açtığı yeni kapılardan geçerek, sonunu bilmediğim yollara doğru yol alırken, sesin gelir uzaklardan damla damla, öyle hafif, öyle sessiz.
Kalbimin kıyılarında gezinirken, günün buruk halleri savrulur yüzüme. Dilim tutulur, sözcükler uçuşur aklımdan. Buralar uzak, buralar yalan...


FULİN

   

20 Ağustos 2016 Cumartesi

Hayata Anlam Kat


HAYATA ANLAM KAT




      Hayat; biz ne kadar iyi yazarsak yazalım, hep kendi  hikayemizde yarım bırakıyor. Bütün bildiklerime rağmen ve yine bildiklerime karşı, göremedim geleceğimi. Biriktirdiğim yarınlarım vardı. Geçmişimi, bugünümü ihmal ettim. Geleceğe doğru yürüyorum belkide. Aşka dair hayata anlam katan ne varsa hepsini unuttuk. Şimdi  hayata soruyorum... Ben sende kaldım mı...
Karlar ülkesinde savrulan küllerim ile ben benimle her şeyim diyebilir miyim. Yoksa bomboş bir yolun sonunda mıyım...


FULİN

  

14 Ağustos 2016 Pazar

3 Ağustos 2016 Çarşamba

El Gibi


EL GİBİ



Hiç anlattın mı 
Gözyaşlarımın rengini
Ağlayışımda ki çaresizliği.
Nasıl da ayrı düştük
Bir sevdanın kuytusunda.
Her şey hayal miydi
Tatlı bir esinti mi
Yağmurlu bir yaz sabahında.

YILLAR SONRA


      



      

31 Temmuz 2016 Pazar

Buruk Kalbim


BURUK KALBİM



      Günler biter göz uçlarımda, rüzgarın savurduğu yere doğru. Dalarsın yüreğime öyle hafif, öyle derin. Akşamın gölgesi düşer sulara, geceye hüzün ve gözyaşı. Kalbim yol alır yerle gök arası, çoraklanan mutluluğa doğru. Geçer birer birer aşılmaz denen kanyonları. 


FULİN       

27 Temmuz 2016 Çarşamba

Ayaz

AYAZ


     Yalnızlığa vurgunum. Günler sustu. Yazlar ayaz oldu. Sevdam sürgün. Sensizliği bağışladım. Aklım firari, aklım sende. Aşkın sürgün yolları bizi yakan. Aşkın kör halleri bizi gülümseten. Özledim diye başlayan yarım kalmış cümlelerimiz. Solgunum yorgunum.   

FULİN


25 Temmuz 2016 Pazartesi

Umudum Yok


      UMUDUM YOK



      Her gün üstüne basarak geçtiğim hayallerim... Bir şeylerin kayıp gitmesi, ellerimin arasından umutsuzca. Gözyaşlarım zorlanıyor artık. Gülüşlerim soluk soluğa. Sesimin bütün ahengine dokunarak ağlıyorum. Tutamıyorum kararttığım düşlerimi. Hayal gücümü yanıma alsam. Rüzgarı kendime estirebilir miyim. Güneşi kendime doğdurabilir miyim.  

FULİN
            

21 Temmuz 2016 Perşembe

Yolculuğum Sanadır


 YOLCULUĞUM  SANADIR


      Sen miydin giden ve dönmeyen. Sesin ılık rüzgar gibi hala kulağımda. İçimdeki kalabalık sen olmadan boşluk. Pabuçlarım eski, şemsiyem kırık. Duygularımın zamanı sana ayarlı. Gecikmiş saatler gibi. Dünyanın neresinde, hangi zamanındasın. Ruhumun yelkenleri açıldı. Yolculuğum sanadır.

FULİN 

14 Temmuz 2016 Perşembe

Yalnız Hayatlar


YALNIZ HAYATLAR




   Zamanın içinde, birileri yol alırken ben hep yolda kaldım. Kendimi ararken, geriye dönüp baktığımda, olmaktan korktuğum yerdeyim. Bir adım uzakta, bir adım yakında. 
  
 Zaman; hayatın içindeki yıllar değil, yılların içindeki hayatlarmış meğerse... Hayallerimiz küçülmüş, biz büyümüşüz. İnsanın birden fazla hayatı olurmuş. Birini bırakır diğerine başlarmış. Şimdi sokaklar tıka basa yalnız hayatlarla dolu. İnsanlar gibi mevsimlerde yalnız. 
 Her soluk alışverişimizde; az şikayetle, çok şükürle bir şeyleri başaramadık. Bir dost selamında bile vefayı sorduk. 
   
 Her kalbin içinde bir insan aradık, içinde sevgi bulamadık.Yoksa kalplerimizde yalnız kalan bizlermiydik...        


FULİN

12 Temmuz 2016 Salı

Sözlerim Yetmiyor


SÖZLERİM YETMİYOR

kürşat şentürk yalnızlık ile ilgili görsel sonucu

      Buz dağının ortasında yanan bir ateş. Erimeyen ve sönmeyen. Hüznümün hikayesi kahreden. Çaresizlik beni bitiren. Kalbimdeki acı, beynimdeki çığlık. Savaşıyorum.Sözlerim yetmiyor. Hayallerim yarım. Yüreğim mutluluğa adanmaktan yorulmuş. Kalbim tüm içtenliği ile hazır konuşmaya. Keşkelerle pişmanlıklarla yürüyebilmek. Buğulu yalnızlığımızı bakan gözlerle, söylenen sözlerle anlatabilmek. 


FULİN

9 Temmuz 2016 Cumartesi

Bitmesin


BİTMESİN


      Sevinçlerimiz tükenmesin, gözümüzdeki ışık sönmesin. Hayat sadece başlangıcı yaşamak olmasın. Sevdiklerimizle geçireceğimiz güzel günlerimiz olsun. Yaşadıklarımız bizi yıldırmasın. Şükretmeyi bilelim. Sabretmeyi bilelim. Sadece iyi olan şeyleri dileyelim. Sevinçlerimizin bitmesine izin vermeyelim. Hayatın daha başındayız. Tükenmeyelim.


FULİN

6 Temmuz 2016 Çarşamba

Aşk Candan Ötedir


AŞK CANDAN ÖTEDİR





       Karanlık bir gecede, yolculuk yapan bir geminin kaptanı gibiyiz. Sadece karşımızdaki ışığı fark ederiz. Rotamızı değiştiremeyiz. İnatçıyız. Deniz fenerine dalar gözlerimiz bazen.
       İnsanın sevdiğini görüp aşkı hatırlaması. Aşkla yeniden tanışıp sevdiğini unutması. Ne acıdır. Bazen aşkı fısıldarız bütün dünyaya. Kendimizi kaybederiz. Başkaları hep eksik kalır. Sözlerimiz ağlar. Gözyaşlarımızın arkasında sessizce her şeyi gören bir görmeyen oluruz. Sevme nedenimiz sadece her şeye rağmen, aşka inanmak olur. Yüz unutulur, kalp asla unutulmaz. Aşk candan ötedir...


FULİN 

4 Temmuz 2016 Pazartesi

Kar Taneleri


KAR TANELERİ




        Bazen suskunluğumuza sığdırabilecek sözlerimiz tükeniyor. İnsanlar birbirinin doğrusu oluyor, bazende yarım kalıyor. Yalnızlıklarımızı silecek yalnızlıklar buluyoruz. Ve acılarımız cimri mutluluklarla büyüyor. Sonrada yağmur damlalarından mutluluk biriktiriyoruz. Kendimizi durdursak da acımızı durduramıyoruz. 

   Yürüdüğümüz, eskittiğimiz yollar nerede. Şimdi nereden başladığını hatırlamadığım bir hikayeyi sona erdirip, avuçlarımdaki kar tanelerini eritiyorum...   


FULİN

30 Haziran 2016 Perşembe

Gecikmiş Yolculuklar


GECİKMİŞ YOLCULUKLAR


     
         Sen gelemezsin bilirim. Ben garip, ben perişan naçar.
 Ben rengine yenik düşmüş günlerin, gölgesi gibiyim. Dalgalanan rüzgar kaçırır seni benden. Bense ardından koşan bir kelebek. Yüreğin çoraksa boşuna bekleme. Irmaklar uyurken kim dağıtır bulutları. Kim siler gözlerimin pusunu. Ne kadar yakındık, ne kadar uzak olduk. Ve bugün geri kalan hayatımın ilk günü gibi. Gecikmiş yolculuklar adına sana geliyorum. Tut elimden savur beni.

FULİN



    

27 Haziran 2016 Pazartesi

Unutulanlar


UNUTULANLAR


        Ne çok şey var, zaman içinde unutulan. Alelacele izleri silinen derin sevgiler. Hakkını veremediğimiz büyük aşklar. Büyük şehirlerde insanlar yalnız yaşarmış. Aşkları da yalnız olurmuş. Bir ağacın altında oturup, rüzgarın esintisini duyabilmek. Bir ağaçtan meyve koparıp yiyebilmek. Çok mu uzaklarda kaldı. En siyah zamanlarımızda beyazı umut ettik. Zamanın bizi unuttuğu gibi, bizde zamanı unuttuk.
FULİN

25 Haziran 2016 Cumartesi

Kendime Doğru


KENDİME DOĞRU



     Kendini başkaları için ölçü kabul et. Diğer insanları tıpkı kendin gibi tut. Kendine iyilik yapılmasını istediğin gibi başkalarına da iyilik et. Başkalarında kötü gördüğün şeyleri kendin için de kötü gör. Başkalarından, onlara sağladığın yarar kadar, yarar görürsen buna razı ol. Yaptığından fazlasını isteme. 
     Kendine 'ne istiyorum?' sorusunu sorduğunda ve bu sorunun cevabını almaya başladığında hedefin, sis perdesinin ardından sana görünecek. Yavaş yavaş onu seçeceksin. Ona doğru yöneldiğinde attığın her adım, yaşadığın her gün anlamlı hale gelecek. Seni daraltan can sıkıntıların, "acaba" sözcüğüyle başlayan kararsızlıkların, "keşke"li pişmanlıkların kaybolup gidecek. Kendi içinde kendini bulacaksın...

21 Haziran 2016 Salı

Senden Ötesi Yok



SENDEN ÖTESİ YOK
kürşat şentürk yalnızlık ile ilgili görsel sonucu


     Gözlerin güneş gibi, buğulu zamanlarıma. Dağılır sesinin ahengi, yüreğime akar. Telaşlı kalabalığın ortasında, binlerce meşalenin aydınlığı kımıldar saçlarında. Aklım kimi gün konacak yer bulamaz. Uykusuzluğumun huysuz çizgileri anlımda. Yürüdüğüm yolları dal basmış. Hayat ırmağım kurumuş. Meğer hayat denen koca bir yalanın içinden seçtiklerimize gerçek demişiz. Gitmenin zayıf bahaneleri, kalmanın güçlü gerçeklerini yenermiş. Sensizken seslerim kırık, sessizim. Sen benim var oluşumdun. Değişmez rengimdin. Senden ötesi yok...
FULİN

20 Haziran 2016 Pazartesi

Kaybolmuşum


KAYBOLMUŞUM


      Hep kısa süreliydi mutluluklarım. Sonra hep bir yalnızlık duygusu başlardı. Anlıktı coşkularım. Hep daha yukarı çıkmak isterken hiç beklemediğim bir anda, en aşağıda bulurdum kendimi. Yukarısı neresiydi, aslında bilmiyordum. Aşağıdayım derken, kimin ve neyin aşağısındayım, pek ayırdına varamazdım. Aslında ne aşağısı vardı, ne yukarısı. Kendi içimde kaybolmuştum ben.
FULİN

18 Haziran 2016 Cumartesi

Gitarımın Paslı Teli


GİTARIMIN PASLI TELİ


     Titreyen sesindeki ince tını, dokunaklı bir şarkı gibi ruhuma sıçrar. İçim yine aldı başını gidiyor... Elinde rengarenk balonlar, yüzünü kaldırıp bakmıyor. İçimle dışımın arası uçurum, kendimin felaketiyim. Güneş parlaklığımı almış; Tıpkı gitarımın paslı teli gibi.
     Gözyaşlarım ağladı, kendimi bukre zamanı kayan bir yıldız gibi tutamadım...

FULİN

17 Haziran 2016 Cuma

Deli Ruhum


DELİ RUHUM


 Narin Ruhum Deli,   
Alır başımı giderim. Her adresi kolay bulamam. Bazen kaybolurum şehrin sokaklarında. Islanırım sırılsıklam. Komşu bulutun rengine dalar, uzun uzun gülüşünü seyrederim. Nemli kelimelerim, sızlayan kanatlarım var. Geceler asi akıyor, damla damla yüreğime. Ayrılık en çok aşk gülleriyle taşınır kalbe. Ben camdaki gül kokusuyum. Ben gülümseyen bulutum.


FULİN      

15 Haziran 2016 Çarşamba

Senin Şehrin


SENİN ŞEHRİN

      İklimlerim var mevsimlerini arayan. Saçlarımdaki aklar vakitsiz. Gönlüm kırık. İhtimallerim yok olmuş. Birazdan tren kalkacak, şehrin en güzel yerine. Kalbimde anlamsız bir kaybediş. Her yer sessiz. Adının anlamı sararmış. 
      Ama sen bana rüyalarımda geldin. Şehrin kirli, puslu havasını değiştirdin. Sesin gökyüzünde yankılandı. Kuşlar bile senin şehrine kanatlandı. 

FULİN    

14 Haziran 2016 Salı

Ay Işığım


AY IŞIĞIM
F

     Azgın kalabalıkta bile sesini duyuyorum. Gözlerin daha bir sıcak gülümsüyor. Seninle konuşurken yıldızlar dökülüyor. Gökyüzü salkım salkım, gönlüm tıklım tıklım. Ay ışığını yoldaş ediyorum kendime. Tutunamıyorum donmuş sözlerime, kayıyor ellerim her kelimede. Her yerde ayak izlerin, durgun suya düşmüş gözlerim. Ay Işığım Benim..

FULİN

13 Haziran 2016 Pazartesi

Boş Ver


BOŞ VER



      Orada bir şehir günün mavisi solmuş, ay tutulmuş, her yer karanlık. Sorulan sorular acımasız. Hep olmazların, hep zorlukların peşinde koşmak varmış. Herkes gibi, herkes kadar soluk alıyorum. Boş verdiğim kadar huzurlu, takmadığım kadar mutluyum. Radyoda çalmayan bir şarkı dinliyorum. Yarın olacakları ya da olabilecekleri düşünmeden yaşıyorum. Duvarlar üzerime gelse de, tükenmemekte kararlıyım. Ben bir maviyim. Biraz gökyüzü, biraz deniz.

FULİN 

11 Haziran 2016 Cumartesi

Düşlerim


DÜŞLERİM



     Bugün düşler ülkesine gittim. Bulutlar şarkı söylüyor, gece sayısız yıldız dağıtıyor, ayın yüzü pasparlak. Düşlerim hangi sözcükleri duyacak. Işık sönük, etraf karanlık ve sisli. Üzgün bir bulutla dönüyorum, bitkin düşmüş ruhum. Ne çocuk olurum ne de aşk. Dağılmış düşlerim, saçılmış her bir yana. Bana biraz zaman verin, düşlerimi toplayacak kadar...
FULİN

9 Haziran 2016 Perşembe

Kokulu Silgi



KOKULU SİLGİ



Uzun zamandır çocukluğumla ilgili anılarımı hatırlayamamıştım. Aklımda ilk kalan, lunaparka gitmeyi çok severdim. Dönme dolaba, balerine, çarpışan arabaya binmeye bayılırdım. Jetonlu telefonlar vardı o zamanlar. Konuşmaya başlayınca jetonun bitmesini hiç istemezdik. Evimizde koltuk yoktu. Yer minderinde otururduk. Çok rahat olurdu. Taa yıllar sonra iki tane çekyat almıştık. Üzerine oturmaya kıyamazdık. Annem sabahları bize mercimek çorbası yapardı. O kadar nefis olurdu ki tadına doyulmazdı. Evde yufka ekmek yapardık. Fırından ekmeği haftada bir gün alabilirdik. Ekmeğin o mis gibi kokusunu içimize çekerek yerdik. Okula giderken kız kardeşimle ikimiz aynı ayakkabıyı giyerdik. Sabah ben giyerdim, öğleden sonra okuldan gelince de kardeşim giyerdi. Kışlık kazaklarımızı, hırkalarımızı annem örerdi. Komşular aralarında kazak modellerini değiş tokuş yaparlardı. Hafta sonları evimizin damını(çatısını), sokak kapısının önünü yıkardık. Evimiz sobalıydı, kışın odun ve kömür alındığında kardeşlerim ve ben çatıya taşırdık. Üzerlerini naylonla kapatırdık, yağmurda ıslanmasınlar diye. Küçükken reçeli çok severdim. Özellikle de kayısı reçelini. O zamanlar şeker pahalı olduğu için annem reçeli az yapardı, bitmesini istemezdik azar azar yerdik. Yaşadığım şehir çok soğuktu, kış akşamlarında insanın canı sıcak bir şeyler isterdi. Ben sıcak oralet içmeyi çok severdim. Bizim evimize renkli televizyon çok geç girdi. Televizyon aldığımızda ise annem üzerine dantel örtü örmüştü.

     Ucu silgili kalemi, kokulu silgiyi özlememek mümkün mü ?. Okulda arkadaşlarım teneffüste gazoz ve simit yerlerdi. Ben ara sıra alabilirdim. Kitaplarımızı ve defterlerimizi itinayla ciltlerdik, temiz olsunlar diye. Okula yürüyerek giderdik ama hiçbir zaman geç kalmadık. Arkadaşlarımızla hep dayanışma içinde olurduk. Birbirimize her konuda yardım ederdik. Herkes birbirinin iyiliğini isterdi. Aşklarda, dostluklarda saf ve temizdi. Biz sokakta çok güzel oyunlar oynardık. Özgürdük, hürdük, mutluyduk.Tıpkı Heidi gibi...

     Artık kavanozlarla reçel yapıyor, dostlarımla paylaşıyorum. Yaptığım keklerden komşularıma ikram ediyorum. Bizler şanslı fakirlerdendik. Bir gün hüzünlenir, bir gün sevinirdik. Bunlar bizim zenginliğimizdi. Her seçiş bir vazgeçiştir, ama biz hiçbir zaman seçmedik. Sarıp sarıp başa aldığımız kasetlerden, dinlediğimiz şarkılarla mutlu olduk. Hiçbir şeyimiz yok demedik. Hatırlayacağımız güzel anılarımız oldu, Tıpkı Kokulu Silgi gibi...
FULİN

7 Haziran 2016 Salı



HUZUR



 Ayrılık başa gelmezmiş. Ayrılmak isteyen yanından gidermiş. Cebimde son bir ayrılık. Bir tutam gündüz, bir tutam gece. Ben sustum sen söyle sensizliğimi. Kelimelerim soğumuş, hecelerim küllenmiş. Hiç kimseyi beklemiyorsan, artık huzur bulmuşsun demektir. 
     Keşke çocuk olsam yeniden, sadece düştüğüm için acısa içim. Ve kalbim çok koştuğum zaman çarpsa sadece... Gel gidelim çocukluğum, bu diyar bize huzur vermedi. Şimdi mutsuzluğu ezberledim. İçimde güller ağlar, ben ağlarım...
FULİN

6 Haziran 2016 Pazartesi

Yıldızlar


YILDIZLAR


      Uzun bir sessizlik, bir ömür boyu süren. Gürültülü yaşayıp, sessizce susmak. Kendi kendimize, kendi rüyamızı yaşamak. Bir sabah, bir akşam uğradığımız hayallerimiz. Bir şeyler var içimizde azalan. Kalmayan bir damla duygu. Hayatımızın başında duramıyoruz. Acılarımızı seviyoruz. Hikayelerimiz var bitmeyen. Yıldızlar yüzyıllar geçse de ışıldar. Bir gün belki göz kırpar.      
FULİN

5 Haziran 2016 Pazar

Hazan Mevsimi


HAZAN MEVSİMİ




Geceye yenilmeyen her insana ödül olarak bir sabah verilirmiş. Ve arkasından hep güneş doğarmış. Benimse başladı gönlümde hazan mevsimi. Hüzünlerden hüzün beğen Eylülde, gitmelere bekle demeden. Dökülen yapraklarımı avuçlarımda toplayamadan, yalnızlığım yağmurda ıslandı. Sen yalnızlığımın başkenti oldun. Yalnız seninle yaşlanmayı düşlerken, yalnızlığım yaşlandı...
FULİN

3 Haziran 2016 Cuma

Aşkını Helal Et


AŞKINI HELAL ET



      Belkide hiç sevmemişti seni. Senin onu sevdiğin kadar. Sevseydi yüreğini ortaya koyardı. Her seçim bir vazgeçiş mi, yoksa başlangıç mıydı bilinmez. Kışı ve baharı atlayıp, yaza ulaşılamaz. Soğuğun verdiği acıyı hissetmeli. Ve Bir gün pencereden güneşin girdiğini, yanaklarımızda donan gözyaşlarımızın eridiğini görmeli.
      Unutma gittiğin yerdir aşk. Hüzün yoldaşın. Acıların sana bir şeyler fısıldar. Bir son vardır sonlanamayan. Hakkını helal et, Aşkını helal et. 


FULİN 

2 Haziran 2016 Perşembe

Sonbahar


SONBAHAR

   
     Sonbaharda yalnızlık güzeldir. Kalbin uzaklara gider ve sen bakakalırsın. Kimse olmaz yanında, acını yalnız yaşarsın. Yüreğinin acıdığı mevsimdir şimdi. Bahar da olsa, yaz da, kış hüküm sürer. Buz tutar ellerin. Güneşli havada üşümenin ne demek olduğunu öğrenirsin. Tüm renkler dönüşü belli olmayan bir yolculuğa çıkmıştır. Baktığın her şey ya gri, ya siyahtır. Hiçbir kış yaşanmadan bitmez. Bir başka sonbahara kadar hoşça kal.
FULİN

1 Haziran 2016 Çarşamba

Ekmek Arası Hayatlar


EKMEK ARASI HAYATLAR

   
     Ekmek arası hayatların lezzetini bilenler, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen hayattan hiç vazgeçmeyenler. Yarınlarına hep umutla bakanlar, belirsiz yarınlar beklerken gülümseyenler. Hayata sımsıkı tutunanlar, yarını içinde umutla besleyenler. Yaşamı avuçlarında tutanlar. İşte hayat dolu insanlar.
FULİN

30 Mayıs 2016 Pazartesi

Hüzün


HÜZÜN


      Bazen çalışmadığımız yerden çıkar sorular. Kaybetmeyi göze alır, cevapları rastgele işaretleriz. Yalnızlığın sözüne inanırız. Nereye gitmek istediğimizi bilmeden savruluruz. Hüzünlere boğulur öylece kalırız. Yaralarımız derinden sızlar. Gülü dalından koparamayız. Yağmurun altında ıslanırız. Ekmeğimizi bölüşürüz. Dualar ederiz. Kahvemize eşlik eden fincanları seyrederiz. Kendimize gelirken, kendimizden gideriz.

FULİN 

29 Mayıs 2016 Pazar

Baharda İçilen Çay



BAHARDA İÇİLEN ÇAY


Hem kadere hem de kedere inandık. Ağaç dallarına kazıdık isimlerimizi. Türk filmleri izleyip ağladık güldük. Bazen hayatı bulunduğu yerden alıp başka yerlere götürdük ve ona "Buradan devam et" dedik. Hüzne hazin bir kelimesin dedik, ayrılık gibi hicran gibi, ama mutluluk gibi de... 
Çocukken çok fazla mutlu olduk. Sonra da keşke birazını saklasaydık dedik. Baharı bahara bıraktık, baharın hakkını veremedik ve yine baharda çayı bile şekerli içtik.
Her şeye ne önemli ne de önemsiz dedik. Yağmur daha bir anlamlı gelirdi, çünkü yüreğimiz ıslaktı. İstediğimiz tek şey mutlu olmaktı, mutluluğa düşman olmak değildi.
Bazen bulutlarla bazen de lodoslarla geldik kendimize. Ve sonunda güçlendik, güzelleştik, aşık olduk, Baharda en güzel çaylarımızı içtik... 
FULİN

28 Mayıs 2016 Cumartesi

Sessiz Gülüşler


SESSİZ GÜLÜŞLER



       Sessizliği hayatımızdan çıkardık artık. Hepimiz şehirli çocuklar olduk. Bakışlarımız, gülüşlerimiz o ince, naif ve zarif duygularımız ne kadar da değişti. Hatır, gönül, selam, hürmet sözleri nostalji oldu. Bunların gerçek anlamını bilen çok az insan kaldı. Yapay yüzler, sahte gülüşler ne de çok etrafımızda. Çalı kuşu gibi içten gülebilmek çok mu uzaklarda kaldı. Keşke kalbimizdeki saflığı, güzelliği ve içtenliği hiç bırakmasak. Elimizde olanlarla yetinmeyi bilsek. Azımızı çoğa saysak. Bir elma ile gönül alabilsek. Dostlarımızla selamlaşsak. Gülüşlerimiz, gözlerimiz hep parlasa. Hep yeni bir gün, mutlu bir gün olsa...


FULİN  

27 Mayıs 2016 Cuma

Unutulmak


UNUTULMAK



      Yaşam bazen bize yaşadıklarımızı tekrarlatır, ve her satırın izi kalır. Hep çaresizliğimizi ve yalnızlığımızı yaşar, sadece sayfalarca acımasız sözler yazarız. Pişmanlıklarımız yetmeyebilir. Uyandığımız rüyalarda kalırız. Duyduğumuz her kelime ruhumuzu acıtır. Hayatımızı güzel bitirmek isteriz. İzler geçer. Zaman durmaz, canımızı fazlasıyla acıtır. Kalp hem sevip, hem de unutur mu.


FULİN    

26 Mayıs 2016 Perşembe

Keder


KEDER





      Sustu şarkılar. Yüreğimde şimal rüzgarları. Kalbimin anahtarı kayıp. Acılar hep izimi buluyor. Omuzlarımda yılların birikmiş ağırlığı. Arayıp da bulamadığım gülüşlerim nerede. Belki bir gün gökyüzünde bir yıldız parlar, uzatır ellerini. Ama acılar hep baş tacım oldu. Her şey gözyaşı, her şey keder. 


FULİN

23 Mayıs 2016 Pazartesi

Yıllar



YILLAR


Suretime bakıp aldanmayın. Bende aldım yıllardan payımı. Kendimin bezgini oldum. Anlam aradım bulamadım. Ateş denizlerinde mumdan gemilerle yelken açtım. Elimde kalem kuru bir gül deseni çizip durdum. Rüzgarın savurduğu kumları avuçlarımda biriktirdim. Sonsuzluğun bittiği yere doğru içimden zamansız bir nefes koştu. Kelimeler yürüdü ben yürüdüm... 


FULİN


22 Mayıs 2016 Pazar

Eski Günler


ESKİ GÜNLER



      "Komşu anne" sözünü duydunuz mu hiç? Biz komşu çocukları, birbirimizin annesine "komşu anne" derdik. Anneler kendi çocuklarına ne almışlarsa bir tane de komşu çocuklarına alırlardı. Kardeş gibi büyürdük bitişik evlerde. O günlerin tadı hala damağımdadır. 
       Elbette bende katılıyorum komşuluk ilişkilerinin eskisi gibi olmadığı görüşüne. Ama bunu söyleyip arkamıza yaslanarak oturacak mıyız, kabullenecek miyiz bu durumu? Bence artık televizyonlarımızı kapatıp kapılarımızı açmanın zamanı geldi de geçiyor bile. Kapılarımızı ve yüreklerimizi açalım komşularımıza. Bakın bakalım yalnızlık ve sıkıntılardan eser kalıyor mu? Bütün komşulara selam olsun.
FULİN


20 Mayıs 2016 Cuma

Gökkuşağı



GÖKKUŞAĞI


Sen benim sonsuz renklerimdin. Keskin bir ay ışığı gibi, inatçı yosunlar gibi. İpekten kanatlarım var. Yıldızlar dökülüyor üzerime. Çöllerde doğan ayda kalmış gözlerim. Gökkuşağı altında rengim solmuş. Hayatımdaki notalarla baş başa kalıyorum. Huysuz uykusuzluğumla, yeni cümleler kuramıyorum... 
FULİN

19 Mayıs 2016 Perşembe

Gidiyorum

GİDİYORUM


      Birazdan tren kalkacak, şehrin en güzel yerine. Kalbimde anlamsız kaybediş. Bütün şarkılar sessiz. Adının anlamı sararmış. Aşkın buruk halleri gibi. Aşka muhtaç aşklar, Aşksız kalan aşıklar. Bırak elimi tutma, tutacaksan da  bırakma. Eğer bakacaksan gözlerime senin gibi bak. Şimdi beni bana bırak, kendime gidiyorum. Hoşçakal.

FULİN 
        

17 Mayıs 2016 Salı

O Gün


O GÜN





      Aynı memlekette yaşayıp, birbirini göremeyen  insanlar vardır ya. Ne acıdır. Güzel olan tek şey ise günün birinde kavuşabilme umududur. Bu umut her gün içimizde yeşerir. Ve uzaklar yakın olmaya başlar. Hayalimiz yavaş yavaş gerçeğe doğru yol alır. Kalbimizin ritmi artar ve gün kavuşma günüdür. Hasretlerin sona erdiği, özlemlerin bittiği büyük gün, o gündür.


FULİN

16 Mayıs 2016 Pazartesi

İşte Biz

İŞTE BİZ





      Bir merhaba bir de elveda dediğimiz, acısıyla tatlısıyla dokunduğumuz hayatlar. Kuş misali insanlar. Tutamadığımız zamanlar. Kıymetli nefesimiz. Anlamlı bakışlarımız. Küçük gülüşlerimiz. Duygularımız, özlemlerimiz,hasretlerimiz, anılarımız. Geçmişimiz geleceğimiz. Söylediklerimiz söyleyemediklerimiz. Anlamlı cümlelerimiz. İşte Biz.  


FULİN

15 Mayıs 2016 Pazar

Bugün


BUGÜN PAZAR



      Bugün  pazar, kızgın ve sakin. Bakışları çocukluğumun tabakta sunulmuş hali gibi. Bir fincan çay günün tüm rehabetini alabilir mi. Gözlerimi kapatıyorum açmak istemiyorum. Kalbim tüm seslere kapalı. Gülüşlerimi iptal ettim bugün. Belki bir çılgınlık yapıp kitap okuyabilirim. Kendi sesimin notalarından sıkıcı besteler yapabilirim. 


FULİN

13 Mayıs 2016 Cuma

Saklambaç



SAKLAMBAÇ



Uzaklar seni bekler, sana darılır. Gitmelisin buralardan. Sen giderken neyi beklediğimi bilmeden, hayat beni saat gibi işliyor ve zaman acımadan geçiyor. Seni günde kaç kez gösteriyorum farkında değilim. Zamanla savaştım ve kaybettim, her seferinde nasırlaştım. Affetmelerim akşamlarım, göz yaşlarım gündüz yıldızlarımdır. Seni yok sayma çabam boşuna. Huzuru bulmak içinde bir yolculuğum olmadı. Olduğum yerde olmamayı oynadım. Saklambaç gibi kendimi kendimden sakladım. Ama hayat acısıyla sobeledi beni, kaçamadım...
FULİN