30 Haziran 2016 Perşembe

Gecikmiş Yolculuklar


GECİKMİŞ YOLCULUKLAR


     
         Sen gelemezsin bilirim. Ben garip, ben perişan naçar.
 Ben rengine yenik düşmüş günlerin, gölgesi gibiyim. Dalgalanan rüzgar kaçırır seni benden. Bense ardından koşan bir kelebek. Yüreğin çoraksa boşuna bekleme. Irmaklar uyurken kim dağıtır bulutları. Kim siler gözlerimin pusunu. Ne kadar yakındık, ne kadar uzak olduk. Ve bugün geri kalan hayatımın ilk günü gibi. Gecikmiş yolculuklar adına sana geliyorum. Tut elimden savur beni.

FULİN



    

27 Haziran 2016 Pazartesi

Unutulanlar


UNUTULANLAR


        Ne çok şey var, zaman içinde unutulan. Alelacele izleri silinen derin sevgiler. Hakkını veremediğimiz büyük aşklar. Büyük şehirlerde insanlar yalnız yaşarmış. Aşkları da yalnız olurmuş. Bir ağacın altında oturup, rüzgarın esintisini duyabilmek. Bir ağaçtan meyve koparıp yiyebilmek. Çok mu uzaklarda kaldı. En siyah zamanlarımızda beyazı umut ettik. Zamanın bizi unuttuğu gibi, bizde zamanı unuttuk.
FULİN

25 Haziran 2016 Cumartesi

Kendime Doğru


KENDİME DOĞRU



     Kendini başkaları için ölçü kabul et. Diğer insanları tıpkı kendin gibi tut. Kendine iyilik yapılmasını istediğin gibi başkalarına da iyilik et. Başkalarında kötü gördüğün şeyleri kendin için de kötü gör. Başkalarından, onlara sağladığın yarar kadar, yarar görürsen buna razı ol. Yaptığından fazlasını isteme. 
     Kendine 'ne istiyorum?' sorusunu sorduğunda ve bu sorunun cevabını almaya başladığında hedefin, sis perdesinin ardından sana görünecek. Yavaş yavaş onu seçeceksin. Ona doğru yöneldiğinde attığın her adım, yaşadığın her gün anlamlı hale gelecek. Seni daraltan can sıkıntıların, "acaba" sözcüğüyle başlayan kararsızlıkların, "keşke"li pişmanlıkların kaybolup gidecek. Kendi içinde kendini bulacaksın...

21 Haziran 2016 Salı

Senden Ötesi Yok



SENDEN ÖTESİ YOK
kürşat şentürk yalnızlık ile ilgili görsel sonucu


     Gözlerin güneş gibi, buğulu zamanlarıma. Dağılır sesinin ahengi, yüreğime akar. Telaşlı kalabalığın ortasında, binlerce meşalenin aydınlığı kımıldar saçlarında. Aklım kimi gün konacak yer bulamaz. Uykusuzluğumun huysuz çizgileri anlımda. Yürüdüğüm yolları dal basmış. Hayat ırmağım kurumuş. Meğer hayat denen koca bir yalanın içinden seçtiklerimize gerçek demişiz. Gitmenin zayıf bahaneleri, kalmanın güçlü gerçeklerini yenermiş. Sensizken seslerim kırık, sessizim. Sen benim var oluşumdun. Değişmez rengimdin. Senden ötesi yok...
FULİN

20 Haziran 2016 Pazartesi

Kaybolmuşum


KAYBOLMUŞUM


      Hep kısa süreliydi mutluluklarım. Sonra hep bir yalnızlık duygusu başlardı. Anlıktı coşkularım. Hep daha yukarı çıkmak isterken hiç beklemediğim bir anda, en aşağıda bulurdum kendimi. Yukarısı neresiydi, aslında bilmiyordum. Aşağıdayım derken, kimin ve neyin aşağısındayım, pek ayırdına varamazdım. Aslında ne aşağısı vardı, ne yukarısı. Kendi içimde kaybolmuştum ben.
FULİN

18 Haziran 2016 Cumartesi

Gitarımın Paslı Teli


GİTARIMIN PASLI TELİ


     Titreyen sesindeki ince tını, dokunaklı bir şarkı gibi ruhuma sıçrar. İçim yine aldı başını gidiyor... Elinde rengarenk balonlar, yüzünü kaldırıp bakmıyor. İçimle dışımın arası uçurum, kendimin felaketiyim. Güneş parlaklığımı almış; Tıpkı gitarımın paslı teli gibi.
     Gözyaşlarım ağladı, kendimi bukre zamanı kayan bir yıldız gibi tutamadım...

FULİN

17 Haziran 2016 Cuma

Deli Ruhum


DELİ RUHUM


 Narin Ruhum Deli,   
Alır başımı giderim. Her adresi kolay bulamam. Bazen kaybolurum şehrin sokaklarında. Islanırım sırılsıklam. Komşu bulutun rengine dalar, uzun uzun gülüşünü seyrederim. Nemli kelimelerim, sızlayan kanatlarım var. Geceler asi akıyor, damla damla yüreğime. Ayrılık en çok aşk gülleriyle taşınır kalbe. Ben camdaki gül kokusuyum. Ben gülümseyen bulutum.


FULİN      

15 Haziran 2016 Çarşamba

Senin Şehrin


SENİN ŞEHRİN

      İklimlerim var mevsimlerini arayan. Saçlarımdaki aklar vakitsiz. Gönlüm kırık. İhtimallerim yok olmuş. Birazdan tren kalkacak, şehrin en güzel yerine. Kalbimde anlamsız bir kaybediş. Her yer sessiz. Adının anlamı sararmış. 
      Ama sen bana rüyalarımda geldin. Şehrin kirli, puslu havasını değiştirdin. Sesin gökyüzünde yankılandı. Kuşlar bile senin şehrine kanatlandı. 

FULİN    

14 Haziran 2016 Salı

Ay Işığım


AY IŞIĞIM
F

     Azgın kalabalıkta bile sesini duyuyorum. Gözlerin daha bir sıcak gülümsüyor. Seninle konuşurken yıldızlar dökülüyor. Gökyüzü salkım salkım, gönlüm tıklım tıklım. Ay ışığını yoldaş ediyorum kendime. Tutunamıyorum donmuş sözlerime, kayıyor ellerim her kelimede. Her yerde ayak izlerin, durgun suya düşmüş gözlerim. Ay Işığım Benim..

FULİN

13 Haziran 2016 Pazartesi

Boş Ver


BOŞ VER



      Orada bir şehir günün mavisi solmuş, ay tutulmuş, her yer karanlık. Sorulan sorular acımasız. Hep olmazların, hep zorlukların peşinde koşmak varmış. Herkes gibi, herkes kadar soluk alıyorum. Boş verdiğim kadar huzurlu, takmadığım kadar mutluyum. Radyoda çalmayan bir şarkı dinliyorum. Yarın olacakları ya da olabilecekleri düşünmeden yaşıyorum. Duvarlar üzerime gelse de, tükenmemekte kararlıyım. Ben bir maviyim. Biraz gökyüzü, biraz deniz.

FULİN 

11 Haziran 2016 Cumartesi

Düşlerim


DÜŞLERİM



     Bugün düşler ülkesine gittim. Bulutlar şarkı söylüyor, gece sayısız yıldız dağıtıyor, ayın yüzü pasparlak. Düşlerim hangi sözcükleri duyacak. Işık sönük, etraf karanlık ve sisli. Üzgün bir bulutla dönüyorum, bitkin düşmüş ruhum. Ne çocuk olurum ne de aşk. Dağılmış düşlerim, saçılmış her bir yana. Bana biraz zaman verin, düşlerimi toplayacak kadar...
FULİN

9 Haziran 2016 Perşembe

Kokulu Silgi



KOKULU SİLGİ



Uzun zamandır çocukluğumla ilgili anılarımı hatırlayamamıştım. Aklımda ilk kalan, lunaparka gitmeyi çok severdim. Dönme dolaba, balerine, çarpışan arabaya binmeye bayılırdım. Jetonlu telefonlar vardı o zamanlar. Konuşmaya başlayınca jetonun bitmesini hiç istemezdik. Evimizde koltuk yoktu. Yer minderinde otururduk. Çok rahat olurdu. Taa yıllar sonra iki tane çekyat almıştık. Üzerine oturmaya kıyamazdık. Annem sabahları bize mercimek çorbası yapardı. O kadar nefis olurdu ki tadına doyulmazdı. Evde yufka ekmek yapardık. Fırından ekmeği haftada bir gün alabilirdik. Ekmeğin o mis gibi kokusunu içimize çekerek yerdik. Okula giderken kız kardeşimle ikimiz aynı ayakkabıyı giyerdik. Sabah ben giyerdim, öğleden sonra okuldan gelince de kardeşim giyerdi. Kışlık kazaklarımızı, hırkalarımızı annem örerdi. Komşular aralarında kazak modellerini değiş tokuş yaparlardı. Hafta sonları evimizin damını(çatısını), sokak kapısının önünü yıkardık. Evimiz sobalıydı, kışın odun ve kömür alındığında kardeşlerim ve ben çatıya taşırdık. Üzerlerini naylonla kapatırdık, yağmurda ıslanmasınlar diye. Küçükken reçeli çok severdim. Özellikle de kayısı reçelini. O zamanlar şeker pahalı olduğu için annem reçeli az yapardı, bitmesini istemezdik azar azar yerdik. Yaşadığım şehir çok soğuktu, kış akşamlarında insanın canı sıcak bir şeyler isterdi. Ben sıcak oralet içmeyi çok severdim. Bizim evimize renkli televizyon çok geç girdi. Televizyon aldığımızda ise annem üzerine dantel örtü örmüştü.

     Ucu silgili kalemi, kokulu silgiyi özlememek mümkün mü ?. Okulda arkadaşlarım teneffüste gazoz ve simit yerlerdi. Ben ara sıra alabilirdim. Kitaplarımızı ve defterlerimizi itinayla ciltlerdik, temiz olsunlar diye. Okula yürüyerek giderdik ama hiçbir zaman geç kalmadık. Arkadaşlarımızla hep dayanışma içinde olurduk. Birbirimize her konuda yardım ederdik. Herkes birbirinin iyiliğini isterdi. Aşklarda, dostluklarda saf ve temizdi. Biz sokakta çok güzel oyunlar oynardık. Özgürdük, hürdük, mutluyduk.Tıpkı Heidi gibi...

     Artık kavanozlarla reçel yapıyor, dostlarımla paylaşıyorum. Yaptığım keklerden komşularıma ikram ediyorum. Bizler şanslı fakirlerdendik. Bir gün hüzünlenir, bir gün sevinirdik. Bunlar bizim zenginliğimizdi. Her seçiş bir vazgeçiştir, ama biz hiçbir zaman seçmedik. Sarıp sarıp başa aldığımız kasetlerden, dinlediğimiz şarkılarla mutlu olduk. Hiçbir şeyimiz yok demedik. Hatırlayacağımız güzel anılarımız oldu, Tıpkı Kokulu Silgi gibi...
FULİN

7 Haziran 2016 Salı



HUZUR



 Ayrılık başa gelmezmiş. Ayrılmak isteyen yanından gidermiş. Cebimde son bir ayrılık. Bir tutam gündüz, bir tutam gece. Ben sustum sen söyle sensizliğimi. Kelimelerim soğumuş, hecelerim küllenmiş. Hiç kimseyi beklemiyorsan, artık huzur bulmuşsun demektir. 
     Keşke çocuk olsam yeniden, sadece düştüğüm için acısa içim. Ve kalbim çok koştuğum zaman çarpsa sadece... Gel gidelim çocukluğum, bu diyar bize huzur vermedi. Şimdi mutsuzluğu ezberledim. İçimde güller ağlar, ben ağlarım...
FULİN

6 Haziran 2016 Pazartesi

Yıldızlar


YILDIZLAR


      Uzun bir sessizlik, bir ömür boyu süren. Gürültülü yaşayıp, sessizce susmak. Kendi kendimize, kendi rüyamızı yaşamak. Bir sabah, bir akşam uğradığımız hayallerimiz. Bir şeyler var içimizde azalan. Kalmayan bir damla duygu. Hayatımızın başında duramıyoruz. Acılarımızı seviyoruz. Hikayelerimiz var bitmeyen. Yıldızlar yüzyıllar geçse de ışıldar. Bir gün belki göz kırpar.      
FULİN

5 Haziran 2016 Pazar

Hazan Mevsimi


HAZAN MEVSİMİ




Geceye yenilmeyen her insana ödül olarak bir sabah verilirmiş. Ve arkasından hep güneş doğarmış. Benimse başladı gönlümde hazan mevsimi. Hüzünlerden hüzün beğen Eylülde, gitmelere bekle demeden. Dökülen yapraklarımı avuçlarımda toplayamadan, yalnızlığım yağmurda ıslandı. Sen yalnızlığımın başkenti oldun. Yalnız seninle yaşlanmayı düşlerken, yalnızlığım yaşlandı...
FULİN

3 Haziran 2016 Cuma

Aşkını Helal Et


AŞKINI HELAL ET



      Belkide hiç sevmemişti seni. Senin onu sevdiğin kadar. Sevseydi yüreğini ortaya koyardı. Her seçim bir vazgeçiş mi, yoksa başlangıç mıydı bilinmez. Kışı ve baharı atlayıp, yaza ulaşılamaz. Soğuğun verdiği acıyı hissetmeli. Ve Bir gün pencereden güneşin girdiğini, yanaklarımızda donan gözyaşlarımızın eridiğini görmeli.
      Unutma gittiğin yerdir aşk. Hüzün yoldaşın. Acıların sana bir şeyler fısıldar. Bir son vardır sonlanamayan. Hakkını helal et, Aşkını helal et. 


FULİN 

2 Haziran 2016 Perşembe

Sonbahar


SONBAHAR

   
     Sonbaharda yalnızlık güzeldir. Kalbin uzaklara gider ve sen bakakalırsın. Kimse olmaz yanında, acını yalnız yaşarsın. Yüreğinin acıdığı mevsimdir şimdi. Bahar da olsa, yaz da, kış hüküm sürer. Buz tutar ellerin. Güneşli havada üşümenin ne demek olduğunu öğrenirsin. Tüm renkler dönüşü belli olmayan bir yolculuğa çıkmıştır. Baktığın her şey ya gri, ya siyahtır. Hiçbir kış yaşanmadan bitmez. Bir başka sonbahara kadar hoşça kal.
FULİN

1 Haziran 2016 Çarşamba

Ekmek Arası Hayatlar


EKMEK ARASI HAYATLAR

   
     Ekmek arası hayatların lezzetini bilenler, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen hayattan hiç vazgeçmeyenler. Yarınlarına hep umutla bakanlar, belirsiz yarınlar beklerken gülümseyenler. Hayata sımsıkı tutunanlar, yarını içinde umutla besleyenler. Yaşamı avuçlarında tutanlar. İşte hayat dolu insanlar.
FULİN